BLOĞUMA SAFALAR GETİRDİNİZ...:)

Çok afilli sözler bilmem.. kimisi vardır böyle edebiyat parçalar..yazar da yazar.Ben de öğrenirsem yazarım bi gün size.Size sunacağım tek şey yapmacıklık ve özenti dışındaki tüm samimiyetimdir.İnşALLAH size de bize de yararlı olur...:)

buyrun şimdi blog zamanı:)

14 Ağustos 2007 Salı

KAZA VE KADER DEĞİŞİR Mİ?


Kaza ve kader Allah dilerse değişir. Kader, Allah'ın takdiri, kaza ise bunun infazı demektir. Bazen ilahi atâ kazayı bozabilir ve Allah hükmünü infaz etmez. Mesela Cenab-ı Hak bir kavme helak takdir buyurur ve bunu o kavmin miskinliğine, ataletine, uyuşukluğuna ve ubuduyeti terk etmesine bağlar.
Hz. Yunus'un kavminde olduğu gibi birden bire bu kavimde me'mulün (umulanın) üstünde bir hal zuhur eder ve o hâl ilahi teveccühe vesile olur.
Hz. Yunus Ninova'ya peygamber olarak gönderilir. Kavmi ona isyan eder. Hz. Yunus da onların başlarına gelecek olan belanın reşehatı belirince onlardan ayrılır ve başka bir yere gitmek üzere oradan uzaklaşır. (Gerisi, gemi, balık vs.) Ardından halk işin ciddiyetini anlayınca -büyük bir zatın beyanına göre- "Subhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber velâ havle velâ kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azim" tesbihini okumaya başlar. Cenab-ı Hak da o belayı onların başından def eder. Aslında bu kavim müstesna, hiçbir peygamberin kavminin başına gelen bela def edilmemiştir. Kur'an'ın nassıyla sadece Hz. Yunus kavminin başına gelecek olan bela gelmemiştir. (Bkz. Saffat, 37/148) O toplumun Allah'a olan bu teveccühü sayesinde, Cenab-ı Hak da onlara atâsıyla muamele etmiştir. Atâ kazanın infazını önlemiş ve kaza da kadere tesir ederek ekstra bir teveccüh gösterilmiştir.
Bazen de inanmış sinelerin lehinde güzel bir şey takdir edilir. Mesela, Allah (celle celâluhu) ümmet-i Muhammed için bir ferec ve mahreç takdir buyurur. Ama o, bu takdir ve bu ferec ü mahreci ümmet-i Muhammed'in her türlü siyasi ve gayr-i siyasi klik mücadelelerinden vazgeçerek tam bir vahdet temin ve tesisiyle tevfik-i ilahiyi vifak ve ittifaklarıyla istemeye bağlamıştır. Yani Allah, adeta, "Siz ittifak ederseniz, ben de tevfikimi refik kılar, size ferec ve mahrec ihsan ederim." demiştir. İnsanlar, bu şarta riayet etmez, siyasi, gayr-i siyasi mücadeleleri sürdürürler. Cenab-ı Hak da, onlar hakkında böyle bir şarta bağladığı tevfikini refik etmez. Bu defa da infaz edilecek kaza infaz edilmemiş olur. Bunlara muallak kader ve kaza da denir.
Evet kaza ve kader mevzuunda böyle değişmeler olabilir. Ancak bu değişmeler, ilm-i ilahide değil, toplum veya fertlerin şahsî levh-ü mahv ve ispatlarında cereyan etmektedir. Levh-i mahfuz-u hakikatta, yani ilm-i ilahinin tecelligahı olan imam-ı mübinde herhangi bir tebeddül vâki ve vârid olmamaktadır.

Hiç yorum yok:

http://www.youtube.com/watch?v=My2LvqSKo_o

http://www.youtube.com/watch?v=aDI7qF6Hvxs